Hayatın anlamını yitirdiğim o korkunç gün hala içimde derin bir acıyla yankılanıyor. Trabzon'un Akçaabat ilçesinde gerçekleşen o belediye otobüsü kazası, bir anda hayatımı altüst etti. Eşim, sevgili eşim o kazada elim bir şekilde hayatını kaybetti. Ancak, o acıyla baş başa kalmamı sağlayan şey, bu iki aylık süre içinde adaletin yerini bulamamış olması. Gözlerimde dinmeyen gözyaşlarım, içimde büyüyen bir sitem ve adalet arayışıyla dolu bir kalp taşıyorum.

Bu kaza, sadece benim değil, birçok ailenin hayatını mahvetti. Sevdiklerimizi kaybettik, yaralananlar büyük bir acıyla mücadele ettiler. İnsanların günlük hayatları paramparça oldu ve geride derin bir yara bırakıldı. Ben de eşimi bu kaza sonucunda kaybetmenin acısıyla sarsıldım. Ancak, iki ay geçmesine rağmen hala bir dava açılmamış olması, adaletin geciktiği hissini daha da güçlendiriyor. Gözlerimden dökülen her damla gözyaşı, adaletin sesini duyurmak için birer niyazdır. Eşimi kaybetmenin acısıyla yüreğimde bir yangın varken, adaletin yerini bulmamış olması, bu yangını daha da körüklemektedir. İçimdeki gözyaşları dinmemekte, çünkü adalet, benim için sadece bir talep değil, bir gerekliliktir. Bu yüzden kalemi elime alıyor ve adaletin sesi olmak için sitem dolu sözlerle bu makaleyi yazıyorum.

Adaletin gerçekleşmemesi, cezasızlık hissini güçlendiriyor. İnsanlar arasında konuşulan, gazete sayfalarında yer alan bir olayın üzerinden iki ay geçmesine rağmen sorumluların hala yargı önüne çıkarılmamış olması, adaletin sorgulanmadığına dair bir hissiyat yaratıyor. Bu sadece benim için kişisel bir haksızlık duygusu değil, toplumun vicdanında açılan bir yaradır. Adalet, insanların umudu ve toplumun düzenini sağlayan temel bir ilkedir. O yüzden, bu trajik kazada sorumluların hesap vermesi ve adaletin yerini bulması gerekmektedir. Ancak, adaletin geciktiği veya tamamen sağlanmadığı durumlarda, insanların adalet sistemine olan güveni sarsılmaktadır. Bu belediye otobüsü kazasında yaşananlar, adaletin yıpranmış imajını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Birçok insan, adaletin hala gerçekleşmediği bir süreçte adaletin ne kadar sağlam olduğunu sorgulamaktadır. Bu nedenle, adaletin yerini bulması, sadece mağdurlar için değil, toplumun güvenini yeniden inşa etmek açısından da önemlidir. Aksi takdirde, gözyaşları dinmeyecek ve yaralar kapanmayacaktır.

Bu süreçte yaşadığım acı ve adalet arayışı beni yıpratsa da umudumu kaybetmek istemiyorum. Çünkü adalet, yüzlerce yıl boyunca insanların mücadelesiyle inşa edilmiş bir değerdir. Sorumluların hesap vermesi, adaletin gerçekleşmesiyle mümkün olacaktır. Adaletin ışığında umutla bekleyen birçok insan var ve ben de onlardan biriyim. Ben hem bir gazeteci hem de adaletin kapanmayan yarasını taşıyan bir insan olarak, bu sürecin hızlandırılması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesi için çabalıyorum. Eşimi kaybetmenin acısıyla yüreğimde büyüyen gözyaşlarım, adaletin sağlanmasıyla ancak huzura erecektir. Adalet, her bireyin hakkıdır ve toplumun güvenini sağlamak için önemlidir. Unutmayalım ki, adaletin gerçekleşmesi toplumsal huzurun teminatıdır.

Saygılarımla…
Salih Zengin.

Editör: Salih Zengin