Canım, gözümün nuru, evladım Aydın KARAY 1 Eylül 2023 tarihinde İstanbul Beylikdüzü’nde çalıştığı
zincir markette görevini yaparken, herhangi bir olayla ilgisi olmamasına rağmen, başıboş bir saldırganın
bıçaklı saldırısı sonucu hayatını kaybetti...
Oğlumun katili Yusuf Ceyhun Türkgenç, daha önce aynı markette başka bir çalışanla yaşadığı
tartışmanın ardından dışarı çıkıp bıçak satın alarak geri dönmüş. Aydın’ı tanımıyordu bile. Ancak
saldırgan, tartıştığı kişiyi göremeyince, elindeki bıçağı rastgele sallayarak hedef olarak Aydın’ımı
seçmiş... Aydın yere düşmesine rağmen de saldırmaya devam etmiş... Olay görüntülerde ayan beyan
ortada...
Aydın, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kamera kayıtları, görgü tanıkları, her şey açıkça ortada
olmasına rağmen biz, 2 yıldır yasımızı bile tutamadan adaletin peşinden koşuyoruz.
Saldırgan Yusuf Ceyhun Türkgenç’in sabıka kaydı kabarık, sicili ortada. Buna rağmen “cezasızlıkla”
cesaret buldu. Duruşmalar uzatıldı, tanıklar geç getirildi...
Son duruşmada da, sanık avukatları duruşma öncesi yaklaşık 2 saat boyunca adliyedeydiler, gözlerimizle
gördük, ama davada kararın açıklanmasına engel olmak için "hastayız" gerekçesiyle duruşmaya
katılmadılar.
Evet kararın açıklanmasını bekliyorduk...
Ama onlar katılmadığı için karar açıklanamadı... Ve mahkeme; bu durumu dikkate alarak haklarında suç
duyurusunda bulundu...
Evet, canım oğlumun göz göre göre öldürüldüğü, tüm delillerle Yusuf Ceyhun Türkgenç’in suçlu olduğu
ortada olmasına rağmen avukatların bu engelleme girişimi sonucu yine karar açıklanamadı... Duruşma,
27 Mayıs 2025 Salı gününe ertelendi.
Ben bir anneyim. Her duruşma için Yüksekova’dan İstanbul’a geliyorum. Oğlumun toprağını koklayarak
yaşıyorum. Şimdi buradan bir çağrıda bulunuyorum:
“Evladımı geri getiremem. Ama başka aileler bu acıyı yaşamasın diye, adaletin yerini bulmasını
istiyorum. Bu ülkede hiçbir cana bu kadar kast edilemeyeceğini, suçluların cezasını çektiğini görmek
istiyoruz. Yusuf Ceyhun Türkgenç’in en ağır biçimde cezalandırılması ve bu davanın bir istisna değil,
emsal oluşturması gerektiğine inanıyoruz.
Bu dava sadece benim davam değil; toplumun güvenliği ve vicdanı adına hepimizin davası. Bu nedenle,
tüm basın emekçilerini, hukukçuları, insan hakları savunucularını, sivil toplum örgütlerini, kadın
platformlarını ve adalet duygusunu içinde taşıyan herkesi, 27 Mayıs Salı günü, saat 14:30’da, Bakırköy
Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne davet ediyorum.
Gelin sesimiz olun. Aydın için, adalet için, adliye koridorlarında yıllardır evlatlarının hakkını arayan
tüm anneler için...