CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, DHA'ya yaptığı açıklamada yaklaşan yerel seçimleri değerlendirdi. Karaca, Ankara'yı Mansur Yavaş ile alacaklarını söyleyerek, "Ankara çok uzun yıllar sonra sosyal demokrat belediyeciliği yeniden yaşamaya başlayacak. Ve ben her iki adayımızın da Ankara ve İstanbul'da ipi göğüsleyecek ve yerel yönetimler anlamında da gerçekten halk yararına, halk için hesap verebilen şeffaf ve seçildiği günden itibaren de kendisine oy veren ya da vermeyen tüm seçmenlerin derdine derman olacak belediye başkanlarımız olacaklarına yürekten inanıyorum" dedi. 'İMAMOĞLU DOĞRU İSİM' İstanbul için de Ekrem İmamoğlu'nun çok doğru bir isim olduğunu ifade eden Karaca, "İstanbul adayımız Ekrem İmamoğlu ile aslında İstanbul'u almaya ne kadar yakın ve iddialı olduğumuzu, iktidar kanadının saldırılarından anlıyoruz. Yargıyı kullanarak, Eren Erdem'in tutuklanmasıyla ilgili mahkeme önünde açıklamaya katıldı diye, 'FETÖ'cü yaftasıyla suçlanmaya başlanması, hakkında beraat ettiği bir davanın yeniden açılarak, 'yargılanacak' diye haberlerin çıkması, İstanbul'daki adayımızın ne kadar iddialı ve İstanbul'da CHP'nin ipi göğüslemeye ne kadar yakın olduğunun bir göstergesidir" diye konuştu. SANDIKTA İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISI "Karşımızda artık devletleşen bir parti ve devletleşen partinin tökezlemiş haline baston görevi gören ve Saray'ın bekçiliğini de yapan bir MHP var" diyen Karaca, şöyle devam etti: "AK Parti iktidarının ve anlayışının, tek adam yönetiminin bu ülkenin bekası ve geleceği için ciddi bir tehdit oluşturmaya başladığını gören herkesin sandıkta bir iş birliği yapması konusunda çağrımız olmuştu. Biz İYİ Parti ile görüşmeleri de bu bağlamda değerlendiriyoruz ve AK Parti seçmenlerinin de sandıkta bizimle birlikte bu ittifakta yer alacağına inanıyoruz." İnsanların barışçıl eylemler ve demokratik hak taleplerinin demokrasinin bir gereği ve anayasal bir hak olduğuna inandıklarını belirten Karaca, şöyle devam etti: "Artık bir baston olmaksızın yürüyemeyecek hale gelen tek adam anlayışı, kendisine yeni bir argüman yaratmaya çalışıyor. Dünya'da en büyük barışçıl eylem olarak görülen, çevresine, doğasına, yaşam hakkına ve yaşam tarzına müdahaleye karşı 'hayır' diyen bir kitleyi 'terörist' diye bir algı yaratmaya çalışıp kendisine yeni bir düşman yaratmaya çalışıyor. Ben FETÖ konusunda samimi bir mücadele verdiklerine zaten başından beri hiç inanmamıştım ve yaşadığımız bu süreç, FETÖ operasyonlarının soğutulmaya başlatıldığını gösteriyor.'' 'HDP İLE BİRLİKTELİK SÖZ KONUSU DEĞİL' CHP ile HDP'nin sürekli yan yana getirilmek istenmesine bir anlam veremediğini belirten Karaca, ''Ben bunu gidişin ve korkunun bir yansıması olarak değerlendiriyorum. HDP ile CHP olarak bir görüşme, yakınlaşma ya da herhangi bir birliktelik söz konusu bile değil. Biz 31 Mart'ta sandıkta AK Parti'nin, MHP'nin, HDP'nin, Saadet Partisi'nin yani tüm seçmenlerin oyuna talibiz. Ve tüm seçmenlere de bir çağrıda bulunarak sandıkta ittifak diyoruz. Biz 'ekonomik kriz' dedikçe ve vatandaşımız da inim inim inlerken, vatandaşın ekonomik krizden dolayı da yaşadıkları ortadayken ekonomik krizi örtmek adına ya CHP'yi HDP ile yan yana getirmek ya da Gezi'yi bir 'terörist' yapılanmasına dönüştürerek, ülke gündemini değiştirmek için her çareye başvuruyorlar. Biz inanıyoruz ki tüm bunlardan sonra 31 Mart Türkiye Cumhuriyeti'nde tek adam anlayışının sona ereceği ve giderek eriyeceği bir milat olacaktır" dedi.