Konuşmasına, "Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi tekrar rahmetle yad ediyorum. Milletimiz, Muhsin kardeşimi cesaretiyle, yiğitliğiyle, samimiyetiyle ve elbette vesayetçiler karşısındaki o dik duruşuyla hatırlayacaktır." diyerek başlayan Erdoğan, "Hamasete, popülizme asla tevessül etmedik. Hiç kimseye iftira atmadık, kara çalmadık. Muhalefet, meydanları çamur siyasetiyle yalan, bühtan siyasetiyle kirletirken biz yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan bahsettik. Biz milletimizle kucaklaşırken onlar Ankara'da hala liste kavgası, isim, rant kavgası veriyordu. Seçmeni ancak sandık günü iyice yaklaşınca hatırladılar. Bu dönemi de üç beş salon toplantısıyla iki üç gazete röportajıyla atlatmaya çalışıyorlar. Bay Kemal'in ortaya koyduğu adayın da (Ekrem İmamoğlu) herhalde ondan farkının olmadığını göreceksiniz. İstanbul'a böyle bir genel başkanın, böyle bir adayının faydası olabilir mi? (Golan Tepeleri) AB bunu kabul etmiyor, İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bizler etmiyoruz, Rusya kabul etmiyor, Çin kabul etmiyor, BM Güvenlik Konseyi'nden böyle bir şey çıkarman mümkün değil. Ali kıran başkesen... Var mı böyle bir şey? Biz hangi dünyada yaşıyoruz? İstanbul'da 3 milyon Kürt kardeşimiz var, onların oyu da İmamoğlu'na gidecekmiş. Var mı böyle bir şey? Öyleyse Kürt kardeşlerimizle birlikte pazar günü bunlara bir Osmanlı tokadı yapıştırmamız lazım. Seçimlerden sonra Ayasofya'yı tekrar aslına rücu ettiririz. Bu ne demektir? Yani Ayasofya'yı müze olmaktan çıkarıp Ayasofya'yı cami ismiyle müsemma hale getiririz." dedi.