Doç. Dr. Selami Selvi, doğada otlayan hayvanlarla yem ile beslenen hayvanların etlerinde önemli farklılıklar olduğunu söyledi. Selvi, “Yani merada otlayan hayvan ile bir köyde meraya çıkarılmadan önüne verilen yapay yem ile beslenen hayvan farklı oluyor. Büyükbaş ya da küçükbaş hayvan, dağlarda, yaylada ne kadar fazla, ne kadar çeşitli otlarla beslenirse eti de o kadar lezzetli ve protein bakımından daha zengin olur. İnsanlar etin tadına varabilir. Gezinmeyen hayvanların protein değeri de düşer. Özellikle hayvanlar, tıbbi ve aromatik bitkilerin zengin olduğu mayıs ve haziran aylarında antiseptik ve antibakteriyel özellikleri olan kekik, nane, adaçayı gibi bitkiler yediği zaman, bu özellikler yenen hayvanların etinden insanlara geçer ve protein açısından insanlara şifa olabilir. Yine dağda serbest gezinen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, protein açısında zengin olan ve alanda geniş olarak bulunan baklagillerde üçgül ve yonca ile beslenir. Bu durumlarda karbonhidrat ve yağ değerleri de daha iyi olur. Dağda gezinen hayvan ile çiftlikte sadece yem ile beslenen hayvanın eti nefaseti de yendiğinde direkt fark edilir” dedi. Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Şeref Ali Yılmaz ise, fazla et yapmaması nedeniyle daha çok hayvanların çiftliklerde yetiştirildiğini belirterek, "Hayvanın eti aldığı havadan, yetişme yerindeki ferahlığa kadar değişiyor. Merada, dağda otlatılan hayvanların eti çok daha leziz olur. Ben mesela fenni yem kullanmıyorum. Onun yerine kendi yetiştirdiğim arpa, buğday, mısır veriyorum. Doğada kekikle diğer otlarla beslenen hayvanların eti daha lezzeti olur. Ancak çok gelişme, irilik olmuyor, fazla et yapmıyor” diye konuştu.