Toplumun temeli aile, yönetimin temeli de mahallelerde başlar. Bu ikisini ne kadar güçlü tutarsak ülke olarak o kadar hızlı yol alırız. Dolayısıyla bu noktada yönetimin temel organlarından biri olan mahalleleri yöneten Muhtarlara çok büyük bir sorumluluk ve görev düşmektedir. Kimi zaman yüzlerce, kimi zaman binlerce kişiyle ilgilenmek zorunda kalan Muhtarlar zaman zaman sorunlar yaşasalar da bu sorunların üstesinden ivedilikle gelmeyi bilmelidirler.

Özellikle kendi mahallelerindeki insanları yakından tanımayı başarabilen, insanların ihtiyaçlarına yeterince hızlı ve iyi bir şekilde cevap verebilen muhtarlar çok daha kalıcı olmaktadır. Aksine, bulunduğu bölgeyi ve o yöre halkını tanımayan, ihtiyaçlara cevap veremeyen Muhtarlar ise kısa sürelerde görevlerinden ayrılmakta ve devletin işleyişini sekteye uğratmaktadır.

11 ayın sultanı Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde ise muhtarlara çok daha fazla sorumluluk düşmektedir. Devletin resmî kurumlarının ya da çeşitli iş adamlarının, yoksul ve geçim sıkıntısı çeken insanlar için yaptığı yardımları yerine ulaştırma konusunda titizlikle davranmalı ve bu yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalılardır. Maalesef ki bu konudaki işleyiş mekanizmasındaki genel sıkıntılar, denetlemelerin yeterince iyi yapılamaması görevlerin de kötüye kullanımına sebebiyet vermektedir. Muhtarlar elde ettikleri yardımları ihtiyaç sahiplerine vermek yerine kendi eş, dost, akrabalarına dağıtmakta ve bu durum halk arasında hem devlete karşı hem de o bölgenin idaresinden sorumlu Muhtar, Belediye Başkanı gibi görevlilere karşı güvenin azalmasına neden olmaktadır. Nitekim bu konuda haber sitemize yapılan sayısız ihbar olduğunu bilmek bize üzüntü ve utanç verirken, bu işi yapan muhtarların vicdanlarının nasıl rahat olduğunu sorgulamaktayız. Bu konuda yaptığımız çalışmalar sonucu Trabzon’da 4 ayrı mahallede Muhtarların bu tarz girişimde bulunduklarını tespit edip bunları da belgelendirerek gerekli makamlara şikâyetlerde bulunduk. CİMER’e de bu konuda birçok şikâyetin geldiği de yine toplum tarafından bilinen bir gerçektir.

Cumhuriyetin 100. yılında nefeslerin tutulacağı çok önemli bir seçim arifesinde vatandaş olarak bizlerin en büyük isteği ve arzusu Devletin denetleme mekanizmasının çok iyi çalışmasıdır. Devletin başında kim olursa olsun denetleme mekanizması sağlıklı bir şekilde işlemiyor ve insanlar görevlerini kötüye kullanıyorsalar o toplumun ihya olması asla beklenemez. Böylesi bir durumda insan şunu sormadan da edemiyor: En küçük yönetim birimi olan Mahallelerde durum böyleyse büyük idari birimlerde neler oluyor? İşte Devlet, vatandaşın kafasındaki bu soru işaretlerini kaldırarak gelişimini sürdürürse, çağdaş medeniyetler seviyesine bir adım daha yaklaşmış oluruz.

Editör: Haber Merkezi