Suriye’nin İdlib kentinde olası hareketlenmelere karşı Hatay'da çeşitli incelemelerde bulunan Kerem Kınık, daha sonra Cilvegözü Gümrük Kapısı’nda basın açıklaması yaptı.
Suriye rejimi ile muhalifler arasında gerginlikler yaşanan İdlib bölgesinde 3,5 milyon insanın yaşadığına dikkat çeken Kınık, bu insanların zaten Suriye’nin saldırılar altındaki Hama, Humus, Halep, Dera gibi kentlerinden silah zoruyla göç ettiğini kaydetti. Kınık, sadece İdlib içerisinde 400 civarındaki derme çatma çadırlarda 700 bin insanın yaşadığını vurgulayarak, “Suyun, elektriğin, güvenliğin olmadığını söyleyebilirim. Bu yeni gerilim toplumda ciddi bir gerginlik oluşturmuş durumda. Bunun sürdürülebilir olmadığını dünyaya ilan ediyoruz. Bu bölgede silahlarla varılabilecek herhangi bir sonuç yok. Silahla kaybedilecek ya da kazanılacak bir savaş veya zafer yok. Bu insanlar elinde silahı olmayan insanlar. Çoğu yaşlı ve çocuk. Bu insanların korunmaya ihtiyacı var. Yaklaşık 8 yıldır okula gidemiyorlar, aşı olamıyorlar, sağ, adalet, güvenlik hizmeti alamıyorlar. En son buraya sığındılar. Burada da Doğu Guta’da, Dera’da yaşadıklarımız olursa bu felaket olur ve insanlığın yüz karası olarak tarihe geçer” diye konuştu.
BM İLE TEMAS HALİNDEYİZ
Barış için tüm dünyaya çağrı yaptıklarını kaydeden Dr. Kınık, “İdlib halkının mesajını iletmeye çalışıyoruz. Kiminle konuştuysak savaş değil, barış ve müzakere yoluyla bu gerginliğin azaltılmasını istiyorlar. Birleşmiş Milletler (BM) ile temas halindeyiz. İnsani yardımların artırılması, kötü senaryolara karşı hazırlıkların yapılması noktasında gerek Suriye'nin kuzeyinde gerekse Türkiye sınırında bir dizi tedbir aldık. İçeride oluşabilecek göç hareketleri ki bu insanlar birden çok kez yerlerinden edilmiş olduklarından dolayı oluşabilecek herhangi bir katliam dedikodusu bu insanların çok çabuk mevcut yerlerini terk etmelerini sağlayabilir, bu hızlı göç hareketi yönetilemez bir duruma gelebilir” diye konuştu.
40 KAMP VAR
Başkan Kınık, bölgede Türk Kızılayı’nın desteklediği 30 bin çadır kapasiteli 40 kampın bulunduğuna da değinerek, “Açtığımız yeni kamplar var. AFAD’la beraber Zeytin Dalı Harekatı sırasında, Fırat Kalkanı bölgesinde, Afrin bölgesinde belirlenen kamplar var. Yeni olası bir göç hareketine karşı yeni kamp alanları oluşturulması için afet depolarından çadır sevkiyatlarına başladık. BM ile ihtiyaçları gidermek için hazırlık planlarımız son aşamaya geldi. BM kanalıyla Türkiye içerisinden bölgeye insani yardım ulaştırılmasında bir en azından oran ve miktar artırılması açısından ümit belirdi. Dünyaya sesleniyoruz. Bu krizin sadece Türkiye’yi etkileyeceğini düşünmemek gerekir. Avrupa’nın yüzleştiği, mülteci krizine benzer bir kriz kapıda. Tüm dünyayı, çatışan tarafların sükunete davet edilmesi için kimin elinde ne güç varsa itidale davet etmesine biz de sesleniyoruz. Tüm tedbirleri alıyoruz. Bu hareketin Suriye içerisinde karşılanması ve insani ihtiyaçların, sağlık-hijyen-barınma gibi tüm ihtiyaçların Suriye’de giderilmesi noktasında tedbirlerimizi alıyoruz. Mobil sağlık ekiplerimiz sahaya çıkıyorlar. İdlib’teki 3 büyük merkezde, hastanede ihtiyaç duydukları tıbbi cihaz, malzeme ve ilaç desteğini de kendilerine sağlayacağız. Bu işin sonu kaostur. Buradan kazanan olmaz” ifadelerini kullandı.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Suriye rejimi ve Rusya’ya ait uçakların Cisr eş-Şugur bölgesine yaptığı 20’nin üzerinde hava saldırısının olduğuna ve sivil yaralıların bulunduğuna da dikkat çekerek “Bu insanların korunmaya ihtiyacı var. Kızılay olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümetimiz olarak gerekli tedbirleri alıyoruz” dedi.

Editör: Haber Merkezi