Bu itibarla, Yeni Zelanda'da masum insanların canını alan katille Türkiye, Fransa, Endonezya ve başka yerlerde terör saldırıları düzenleyenler arasında kesinlikle hiçbir fark olmadığını tespit etmek durumundayız.
DEAŞ saldırıları sonrasında bu kabul edilemez terörist eylemlerin suçunu İslam'a ve Müslümanlara atan Batılı siyasetçi ve yorumcuların sayısı hiç de az değildi. Bu şahısların görüşleri, Avustralyalı senatör Fraser Anning'in görüşleriyle örtüşüyordu. O dönemde biz, inancımızın terörle özdeşleştirilmesine itiraz ederek teröristlerin dinimizi ele geçirme çabalarını engelleme sözü vermiştik. Maalesef Avrupa'da ve Batı dünyasının diğer kısımlarında İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve liberal değerlerle örtüşmeyen başka pratikler sessizlikle karşılandı. Bunun tekrar olmasına izin veremeyiz. Eğer dünya Yeni Zelanda'da yaşanan saldırının benzerlerinin gelecekte yaşanmasını engellemek istiyorsa, öncelikle bu olayın koordine bir karalama kampanyasının sonucu olduğunu teşhis etmelidir.

"DOST VE MÜTTEFİKLERİMİZLE BİRLİKTE TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Türk milletinin yüzyıllardır vatan eylediği topraklardan teröristler istiyor diye ayrılmayacağı aşikardır. Aynı şekilde sapkın katiller, bizi herhangi bir dini cemaat, millet veya grubu hedef almaya ikna edemeyecektir. Yüzyıllar boyunca Avrupa milletler ailesinin bir parçası olan Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi olan Türkiye, 11 Eylül terör saldırılarının hemen ardından teröre karşı ittifaka katılmıştır. 60 yılı aşkın süre önce NATO'ya katılan ülkemiz, Avrupa Birliği'ne tam üye olmayı stratejik bir hedef olarak görmektedir. Aynı şekilde dost ve müttefiklerimizle birlikte tüm terör örgütlerine karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz.

Christchurch katliamı sonrasında Batı'nın üzerine düşen bazı sorumluluklar bulunmaktadır. Batılı toplumlar ve hükümetler, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi gibi son yıllarda yükselen ideolojilerin normalleşmesine izin vermemelidir. Bu sapkın ideolojilerin, tıpkı anti-semitizm gibi insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunun kabul edilmesi çok önemlidir. İlaveten yaşanan olayı tüm yönleriyle aydınlatmak ve hem bu teröristin nasıl radikalleştiğini hem de terör örgütleriyle bağlantılarını anlayarak gelecekte yaşanabilecek trajedileri engellemeliyiz. Son olarak tüm Batılı liderlerin, Yeni Zelanda Başbakanı Sayın Jacinda Ardern'in cesareti, liderliği ve samimiyetinden ders alarak kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanları kucaklaması gerekir. 

Editör: Haber Merkezi