Gelen özel uçakla Almanya'ya gidiyor. Trump telefon ediyor papazı rahatlıkla serbest bırakıyorsunuz. Çıkacağını bir gün önceden Amerikan yetkilileri açıklıyor. Makron telefon ediyor gazeteciyi serbest bırakıyorlar. Suudi Kralı telefon ediyor Türkiye'de cinayet işleyenler rahatlıkla ellerini kollarını sallayarak dışarıya gidiyor. Ağrıma giden bu" dedi. 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "14. Türkiye Eczacılık Kongresi"nde konuştu. 
Eşdeğer ilaç uygulamasına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Eşdeğer ilaç uygulamasını hiç duymamıştım bana eczacılar öğrettiler eşdeğer ilacın ne olduğunu. Tğürkiye bir sömürü çarkından kurtulacaksa eşdeğer ilaç uygulamasını yapmak zorundaydık. Başlattığımız zaman 'sonuna kadar götürebilecek misin, görevden alınır mısın' dediler. Kararlıydım. Bugüne kadar geldi uygulama. Türkiye ilaç tüketiminde dünyada 16. sırada. Türkiye'nin milli ilaç sanayisinde gelişmesi lazım. Üniversitelerin bilgi üretmesi lazım. İran üniversitelerin ürettiği bilgi sayısı Türk üniversitelerini 2 yıldır geçiyor. Bilgi üretmeyen üniversitelere üniversite mi diyeceğiz?" dedi. 
"SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ AÇIK VERMEYE DEVAM EDİYOR" 
"Sosyal güvenlik sistemi açık vermeye devam ediyor" diyerek konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, "İlaçlar pahalı. Tıbbi cihazlar pahalı. Kamu için pahalı. Sosyal güvenlik sistemi açık vermeye devam ediyor. Yeni ekonomi programında açıklandı; 2017'de 16.7 milyar lira olarak öngörülen sosyal güvenlik açığı, 2021 yılında 39 milyar 700 milyar liraya çıkacak. yeni ekoemi programında bir de sosyal güvenlik harcamalarında 2 buçuk milyar lira tasarruf yapacağız. Ben de siz de merak ediyoruz nasıl olacak? Sosyal güvenlik sisteminde neden açık büyüyor? Bunu her şeyden önce öğrenme hakkı eczacıların. Bu sorunun ana unsurlarından biri eczacılar" ifadelerini kullandı. 
"SUUDİ KRALI TELEFON EDİYOR TÜRKİYE'DE CİNAYET İŞLEYENLER ELLERİNİ SALLAYARAK DIŞARI GİDİYOR" 
Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin, "Kılıçdaroğlu, "Hapishaneler tıka basa dolu. Dışarıdan müdahalelere boyun eğen bir Türkiye var. Bu demokrasi adına benim ağrıma gidiyor. Merkel telefon ediyor bir gazeteciyi çıkarıyor. Üstelik o gazeteciyi bıraktığınızda bir başka mahkemenin tutuklama emri kararını da eline tutuşturuyorsunuz. Gelen özel uçakla Almanya'ya gidiyor. Trump telefon ediyor papazı rahatlıkla serbest bırakıyorsunuz. Çıkacağını bir gün önceden Amerikan yetkilileri açıklıyor. Makron telefon ediyor gazeteciyi serbest bırakıyorlar. Suudi Kralı telefon ediyor Türkiye'de cinayet işleyenler rahatlıkla ellerini kollarını sallayarak dışarıya gidiyor. Ağrıma giden bu. Demokrasi sağlıklı işleyip korku egemen olmasaydı Türkiye'nin ayağa kalkması lazımdı. Türkiye bir çadır devleti değildir. 1940, 1990'larda bırakın cinayet işlemeyi konsolosluklarda yapılan eylemeler dolayısıyla konsoloslukların etrafı çevrilmiş cinayet işleyen birisi Türkiye'de yargılanmış cinayeti özendirenler yine konsolosluğun etrafı çevrilerek teslim alınmış ondan sonra Türkiye'de yargılanıp mahkum edilmişlerdir. Amerika'da konsolos eşini arabadan attı eşi yaralandı diye konsolos yakalanıp, tutuklanır. Biz de geliyorlar cinayet işliyorlar, boğuyorlar, parçalara ayırıyorlar ellerini kollarını sallayarak yurt dışına gidiyorlar. Suudi Kralı telefon açıp teşekkür ediyor. Ne için? Çadır devleti görünümünden Türkiye'nin suretle çıkması lazım. Bu ülkenin aydınlarına sesleniyorum; bu işin sağı solu yoktur. Demokrasinin sağı solu yoktur. Kendi sorunlarımızı kendi irademizle çözmeliyiz. Bunu yapmazsak baştan kaybediyoruz. Birsözümüz varsa o da demokrasi olmalıdır. Türkiye ve dünyadaki bütün demokratların birleşmezi lazım. Demokrasiyi ülkemize getirmeliyiz" diye konuştu. 
"KRİZ VAR KİMSE KORKUDAN KONUŞAMIYOR" 
Kılıçdaroğlu, "Huzur içinde birlikte yaşamak istiyoruz. Düşüncelerimizi özgürce ifade etmek istiyoruz. Kriz var kimse korkudan konuşamıyor. Bize gelip 'ne olur derdimizi dillendirin' diyorlar. Sen niye dile getirmiyorsun? 'Nasıl konuşayım' diyor. Türkiye'nin bu karasandan çıkması gerekiyor. Bu görev ülkenin aydınlarına düşüyor. Demokrasiye karşı olanlar ve demokrasinin yanında olanlar geldiğimiz süreç budur. Demokrasiden yana olanların el ele olması lazım gönül gönüle olması lazım. Demokrasiyi gerçek anlamda inşa edelim sonra sorunların çözümünde farklı şeyler konuşulur. Ama özgürce görüşlerimizi ifade ederiz" açıklamasında bulundu. 

 

Editör: Haber Merkezi