CHP’de yaşanan kongre süreci İzmir’deki kulisleri hareketlendirdi. Üye listelerinin askıdan indirilmesi ve itirazların değerlendirilmesiyle gelişen süreç mahalle delege seçimleriyle hızlanacak.

İlçe ve il kongresi öncesinde birçok partilinin adaylıklar için ismi kulislerde konuşulurken yarışların tek liste olarak gerçekleşmesi önerisi iyice dillendirilmeye başlandı.

İzmir eski Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Mustafa Moroğlu egedesonsoz.com’a süreçle ilgili açıklamalarda bulundu.

İzmir siyasetinin tecrübeli ismi ayrıca il başkanlığı için adının öne plana atılmasını da değerlendirdi.

“BU DÖNEM YARIŞ OLMAZ!”

Sürece yönelik teknik açıklamalarda bulunan Moroğlu, “Bence bu dönem yarış olmaz. Olmaması da gerekiyor. Çünkü yarışın ölçülerini ortaya koymadıkça, yarış yapmanın, ‘ben olayım’ demenin anlamı yok. İktidarın uygulamaları nezdinde hem de Adalet Yürüyüşü’nün bize yüklediği sorumluluk çerçevesinde hareket etmek gerekiyor” dedi.

“TEK LİSTE ÖNERİYORUM AMA…”

Moroğlu, “Devlette nasıl liyakatı esas alıyorsak burada da hem kongre delegelerinin, partinin en aktif üyeleri, sokağında çalışan, sandık çevresi sorumluluğunu yürütecek kişilerden oluşması lazım. Şu ekipten, şu belediye başkanına yakın, şu milletvekiline uzak demeden hareket edilmeli. Ölçü bu olmalı. Tek liste öneriyorum ama kastım liyakat… Partide bir araya gelinsin üç senden beş benden oluşsun değil. Böyle bir liste uygulaması zaten partinin görevini yapmasına engel olur. Tek listeyle gidilsin ama kucaklamaktan kastım da böyle anlaşılmasın” diye konuştu.

“YENİ ÖRGÜTLENME TARZI VAR: KONGRE SALONDA DEĞİL SOKAKTA OLUYOR!"

Sandık Çevresi Örgütlenme modeline değinen Moroğlu, “Mesela bizim sandık çevresi örgütlenme anlayışımız var. O da, sandıkta oy kullanan seçmenlerin partinin tüm faaliyetlerini yürütebilecek kişilerden oluşturan bilim örgütlenmesidir. Bugüne kadar bunu başaran örgütlerimiz var, başaramayanlar var. Bu kötü niyetten dolayı değil, insan kaynağı sorunu ve parti içi yarışların yanlış yapılmasından dolayı başarısız oldular. Şimdi o sandık çevresi örgütlenmesindeki seçmenleri parti kongre delegesi yapacak. Tek listeden kastım bu. Diyelim bir mahallede 100 sandık var. O sandıklar içinden 100 kongre delegesi çıkacak. Bunlar farklı ekiplerde ama partinin faaliyetini götürebilecek ve zaman ayırabilecek arkadaşlardan oluşacak. Onlar da kendi içlerinden en aktifini, en yeteneklisini, en birikimlisini, en kucaklayıcı ve hoşgörülü olanını ilçe yöneticisi yapacak. İlçe yöneticileri de kendi içinden ilçe başkanlığını seçecek. Ben aslında bunu daha önce de anlattım. Seçimli tek liste oluyor. Aslında seçim yapıyorsun ama kongre salonunda olmuyor. Sokakta oluyor. Yani 300 kişi varsa o sokakta oy kullanan orada 11 parti üyesi varsa 11 üye faaliyetleri en iyi yürütebilecek kişiyi seçiyor. Bu yeni bir örgütlenme tarzı. Bunu anlatmaya çalışıyorum” açıklamasını yaptı.

“BU YARIŞIN HERHANGİ BİR YERİNDE OLMAK GİBİ…”

Parti kulislerinde adının il başkanlığı için anılmasıyla ilgili konuşan Moroğlu, “Benim de bu yarışın herhangi bir yerinde olmak gibi bir düşüncem yok. Zaten görev istenmez görev verilir anlayışındaydım hep. Parti bu sistemle bu işi en iyi yapabilecek 3-5 kişiyi çıkarır. Bu kişiler içinden de birini göreve çağırır. ‘Ben il başkanlığına adayım’ demeyi doğru bulmam. Yahu arkadaş neye adaysın? Neye aday oluyorsun? Milletvekilliğinde de böyle yaptım. Ben adayım falan demedim. İlçe başkanlığında da böyle yaptım. Parti göreve çağırır seni. Partiden de kasıt genel merkez, il ve ilçeler değildir. Bazen genel merkezdir atama yapan. Bazen il kongre delegeleri ister. Ama arayışın bu olması lazım. Parti daha baştan kongre delegelerini seçerken şuraya hakim olayım, kendime göre bir ilçe başkanı seçeyim, benimle birlikte hareket etsin diyen olursa hem Adalet Yürüyüşü’ne karı sorumsuzluk göstermiş olur hem de AKP iktidarına karşı mücadele edecek daha güçlü bir yapının önünü tıkamış olur” dedi.

“AKP-MHP İTTİFAKI DIŞINDAKİ CEPHEYİ TUTMAMIZ LAZIM”

“İlçe örgütlerinin böyle oluşması lazım” diyerek konuşmasına devam eden Moroğlu, “İlçe başkanlarındaki kıstasın il başkanlığı için de olması lazım. Sadece alanları ve sorumlulukları farklı olabiliyor. Referandumun ortaya çıkardığı sorumluluk nedir? AKP-MHP ittifakı dışındaki cepheyi tutabilecek, o ilişkileri koruyabilecek bir yapı kurmamız lazım. Bu çok ağır bir sorumluluk. Herkes bunu yapıp yapamayacağını tartmalı. Yoksa biri gelir il başkanı, ilçe başkanı olur. Normal zamanda parti bunu kaldırır ama şu an olağanüstü şartlarda ve AKP zulmünün devam ettiği dönemde böyle bir şeyi kaldırmaz. Bunu ne parti ne Türkiye kaldırır. Bütün partililere önerim bunlardır” ifadelerini kullandı

Editör: Haber Merkezi