İlk kitabı Kapan Ağzı’nın okuyucu ile buluşmasından yaklaşık 3 ay sonra ikinci kitabı Son Öfke’yi yazmaya başladığını anlatan Şimşek, “ Bu süre zarfı içinde okuyucuların hikâyeyi beğendiğini gözlemledim ve bu sayede hikâyenin devamının gelmesi gerektiğine kanaat getirdim. İkinci kitabı yazmaya başladıktan kısa bir süre sonra hikâyenin uzun değil de olabildiğince öz ve heyecanlı olması gerektiğine karar verdim.Bu nedenle Son Öfke’nin içine ilk kitabım Kapan Ağzı’nı da dahil ettim. Kitap, kaçırıldıktan sonra hafızası silinen bir karakterin başından geçen olayları anlatıyor. Karakterlerimi oluştururken sadece hayal ediyorum. Daha önce gittiğim, gezdiğim yerler ve tanıştığım insanlar karakterlerimi oluşturmamda az da olsa pay sahibi oluyor” diye konuştu.

“YAZMAK İÇİN KENDİNİZİ ODALARA KAPATMANIZA GEREK YOK”

Yazma sürecinde insanın kendisini odalara kapatmasına gerek olmadığını dile getiren Şimşek, “Ben her anın, her saniyenin bir yazma olayından ibaret olduğunu düşünüyorum. Son Öfke 24 bölümden oluşan bir kitap, bunun ilk 12 bölümünü ilk kitabımdan tanıyoruz.Geri kalan 12 bölümü yazma süreci ise yaklaşık 1 yıl sürdü.Çok daha kısa sürede bitirebilirdim fakat başka sorumluluklarımda vardı. Kitaptaki birkaç bölüm için detaylı bir araştırma yapmam gerekti. Son Öfke’nin son halini alması yaklaşık 2 senelik bir zamanımı aldı” ifadelerini kullandı.

“OKUYAN HERKESİN GÖZLERİ DOLACAK”

Genç yazar Şimşek, üçüncü bir kitap için de hazırlık yaptığını ve bu kitabı okuyan herkesin gözlerinin dolacağını ifade etti. Şimşek, üçüncü kitabının dram üzerine kurulu bir eser olacağını belirterek, “Okurken sizi bir duygu karmaşasının içinde yapayalnız bırakacak, kitap en sonunda ise sizi düzlüğe çıkardığında yaşadığımız şu hayatta, aslında çok gereksiz şeylere takılıpüzüldüğümüz gerçeğine ulaştıracak” dedi. Şimşek, dördüncü kitabını ise ekonomi ve işletmekonularında kurgulayacağı bir olay üzerine yazmayı planladığını dile getirdi.

“İŞ DÜNYASINDA DA EN İYİSİ OLACAĞIM”

Kendisini en çok etkileyen yazarların Halide Edip ve Dostoyevski olduğunu, özellikle Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar kitabında kullandığı üslubunu ve okuyucuyu kitabın içine çekme biçimini kendine çok yakın hissettiğini söyleyen Muhammet Şimşek, şair olarak ise Can Yücel’i sevdiğini belirtti. Altınbaş Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra yurt dışında Para ve Bankacılıküzerine yüksek lisans planı yaptığını söyleyen Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

“Çocukluğumdan beri iş dünyasıyla iç içeyim, iş dünyasında en iyisi olmak için elimden gelen gayreti göstereceğim. Uluslararası arenada kendini ispatlamış kurum ve kuruluşlarda çalışıp teoride aldığım bilgileri pratik olarak en etkin şekilde nasıl uygulamam gerektiğini öğreniyorum.Bu süre zarfı içerisinde sektörü gözlemliyor ve globalleşen dünyada pazarın ve girişimlerin inovasyon sürecinde yaşadıkları zorlukları ve avantajları analiz edip kendimce edinimler elde etmeye çalışıyorum.Kısacası en kısa zamanda Türkiye’nin hatta dünyanın ileri gelen iş adamlarından biri olabilmek için olabildiğince gayret sarf ediyorum.”

Editör: Haber Merkezi