Bursa'da 19'uncu yüzyılda deri tabakhaneleri olan ve Bursa’ya ilk trikotaj makinelerini getiren Hasan Eşref Efendi'nin ailesi için yaptırdığı konak, sahiplerinin vefatı sonrası yıllarca metruk halde kaldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınan konak aslına uygun şekilde restore edildi. Restorasyonunun ardından 200 yıllık konak 'Bursa Yaşam Kültürü Müzesi' olarak Osmanlı dönemine ait değerlerin yaşatılması, tanıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için kapılarını ziyaretçilerine açtı. Konak, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oldu. 'SÜNNETTEN KIZ ALMAYA, HAMAMDAN ÇEYİZE' Müzenin geçmiş dönemlerin yaşam tarzları ve geleneklerini yansıtan unsurlara sahip olduğunu ve gerçekleştirilen etkinliklerle yaşayan bir mekan olduğunu belirten Müze Müdürü Goncagül Meriç, ‘’Müzede sünnet geleneğinden tutun da hamam geleneğine, çeyiz geleneğine, kız almaya kadar birçok konu işlendi. Konak ortada olan bir sofa ve sofaya açılan odalardan mevcut. Sofa denen mekan bir mimari mekan olsa da, aslında sosyal bir yaşam alanı. Hatta Anadolu’da bu kısma 'hayat' da denirdi. Yapımız, müzenin ötesinde, yaşayan bir mekan olduğu için burada etkinlikler de yapılıyor. Müzemize gelen okul grupları, yaratıcı drama tekniğiyle gezmekte, masallar canlandırılmaktadır. Ayrıca unutulmaya yüz tutmuş sokak oyunları da bu müzede hayat bulmaktadır" dedi. 'YERLİ VE YABANCI TURİSTLER GEZİYOR' Müzede bulunan koleksiyonlar sayesinde ziyaretçilerinin zamanda yolculuk yaptıklarını belirten Meriç, "Ziyaretçilerimiz 200 yıl önce insanların nerede yemek yediğini, nerede yıkandığını, insanları nerede ağırladığını detaylı şekilde görme imkanı buluyor. Müzedeki orijinal objelerle adeta geçmişe yolculuk yapabiliyor. Bu nedenle müzemize yurt içinden ve yurt dışından oldukça yoğun ilgi var. Müzemiz geçmişe bir yolculuk yapmak isteyenleri bekliyor" ifadelerini kullandı.