Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, güvenli bölgenin terör örgütlerine kalkan olmasına Türkiye’nin asla müsaade etmeyeceğini söyledi. Gerek Amerikalılarla gerekse Ruslarla müzakerelerin sürdürüleceğini belirten Kalın, "Bu tür fikirleri düşünenler varsa bunlardan sarfınazar etmelerini tavsiye ederiz çünkü bu konuda biz son 1-1.5 yılda birçok oyalama taktiğiyle karşı karşıya kaldık. Bizim bu terör örgütüne PKK’nın Suriye’deki uzantılarına karşı kararlılığımız son derece nettir. Nitekim MİT başkanımız da Dışişleri Bakanımız da yaptığı sunumda bu konulara değiniler. Bu mevzu gündemimizde olmaya devam edecek, gerek Amerikalılarla gerek Ruslarla müzakerelerimizi sürdüreceğiz. Bu bölgeden Türkiye’ye dönük herhangi bir tehdidin terör riskinin tekrar husule gelmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda son derece kararlı olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum" dedi.

'İHRACATTA VE TURİZMDE YAŞADIĞIMIZ OLUMLU GELİŞMELER VAR'

Kabine toplantısında ekonomiyle ilgili konuların ele alındığını söyleyen Kalın, "Son dönemde piyasalarda sakin seyrin işlediğini, kur bazında pozitif istikrarlaşmanın gerçekleştiğini görüyoruz. Ayrıca bildiğiniz gibi geçen yıl turizm gelirleri noktasında Türkiye parlak bir yıl yaşadı, turizm gelirlerimiz arttı. Bir diğer önemli gösterge de dış ticaret hacminde yaşanan büyüme. Hem ihracatta hem turizmde yaşadığımız olumlu gelişmeler var. Ocak ayı itibariyle ticaret hacmimiz yüzde 6.3’lük bir artış gösterdi ki bu Türk sanayicisinin ne kadar giderek güçlendiğini bir defa daha gösteriyor. Bu çerçevede hükümetimiz Kobilere ve diğer firmalara üretim noktasında desteklerini devam ettirecekler" diye konuştu.

'YARIN YOĞUN BİR GÜNDEMİMİZ OLACAK'

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Türkiye’ye yapacağı ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Çipras önce Başkan Yardımcımız Fuat Oktay’la görüşecek ardından Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilecek. Yunanistan’la yoğun bir gündemimiz var. İkili ticari-ekonomik ilişkilerimizin yanı sıra Ege’deki gelişmeler, enerji, TAP, Tük Akımı, Batı Trakya’daki Türk azınlığı, Türkiye’de yaşayan Rum azınlığı bunların konuları, kıta sahanlığı, adalar, bütün bu konularla ilgili yarın yoğun bir gündemimiz olacak" dedi.

'YAKINDA SONDAJ ÇALIŞMALARININ BAŞLAYACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ'

Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nca (MSB) kabine toplantısında yapılan sunumda Türkiye’nin Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de temel haklarını savunmak için gösterdiği tutumu bundan sonra da göstereceğinin altının çizildiğini ifade eden Kalın, "Kim tarafından gelirse gelsin, Doğu Akdeniz’de bir oldu bittiye Türkiye’nin göz yummayacağını herkesin bilmesi gerekir. Akdeniz’in bir barış denizi haline gelmesi, kaynakların eşit bulunması, çıkarılması ve paylaşılmasıyla mümkün olabilir. Kıbrıs Rum Kesimi’nin Defacto durumlar yaratmaya çalışmasının beyhude bir çaba olduğunu ifade etmek isteriz. Türkiye Cumhuriyeti uluslararası hukuk çerçevesinde KKTC ile bir dizi anlaşma imzalamıştır. Enerji Bakanlığımız kendine tahsis edilen bölgelerde de arama çalışmaları yapmaktadır, yakında sondaj çalışmalarının başlayacağını öngörüyoruz. Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmeye çalışan yaklaşımların kabul edilebilir olmadığını ifade etmek istiyorum" dedi.

'OYALAMA TAKTİKLERİNİN KİMSEYE BİR FAYDASI OLMAYACAKTIR'

Münbiç yol haritasının uygulanmasıyla ilgili konuşan Kalın, "Amerikalı yetkililerle bu konuyu uzun bir süredir müzakere ediyoruz. Şu ana kadar yol haritasının çoktan hayata geçirilmesi gerekirdi. Oyalama taktiklerinin kimseye bir faydası olmayacaktır. İki müttefik olarak, iki NATO üyesi olarak bu yol haritasının ivedilikle hayata geçirilmesi, ikili ilişkilerimiz ve Suriye’deki süreç açısından büyük önem arz ediyor" dedi.

'MÜZAKERELER DEVAM EDİYOR'

Kalın, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Güvenli bölge hakkında Türkiye ile Amerika’nın anlaşmaya varıldığı iddiasına yönelik soruya yanıt veren Kalın, "Basında çıkan güvenli bölgeyle ilgili anlaşmaya varıldığı haberlerinin doğru olmadığını ifade etmek isterim. Müzakereler devam ediyor" yanıtını verdi.

'YENİ ASKERLİK MODELİ ÇALIŞMALARI'

Yeni askerlik modeli çalışmalarının ne durumda olduğu sorusunu cevaplayan Kalın, "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi 6-9-12 ay gibi zaman dilimlerine yayılabilecek farklı askerlik türleri üzerinde Milli Savunma Bakanlığı’nın çalışması var. Dört tane temel prensip ittihaz edilmiş durumda. Birincisi öngörülebilirlik, Türkiye’nin askeri ihtiyaçları çerçevesinde ve nüfus trendlerine göre nasıl bir askeri planlama yapılacağı. İkincisi ihtiyaçlar, TSK’nın güvenlik noktasında temel ihtiyaçları nedir bunların belirlenmesi. Üçüncüsü yükümlülerin eğitimi meselesi, askere alınacak kişilerin ne tür temel eğitim alacakları. Dördüncüsü de bütün bu sistemin sürdürülebilir olması, sürekli olması. Bununla ilgili detaylı hazırlık yapıyorlar, bugün ilk sonuçlarını kabineye arz ettiler. Çalışma tekemmül ettirildiği zaman Cumhurbaşkanı'mıza arz edilecek, nihai onay alındıktan sonra kamuoyuyla paylaşılacak" diye konuştu.

'BİR RANDEVU SABİTLENMİŞ DEĞİL'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ne zaman görüşeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Bahçeli ile her zaman görüşebilirler. Bu 19 Şubat’tan önce, sonra olabilir. Görüşmeleri önünde hiçbir zaman engel yok. Zaman zaman yüz yüze, zaman zaman telefonla görüşüyorlar. Önümüzdeki günlerde de böyle bir görüşme gerçekleşebilir ama şu gün itibariyle, ‘Şu gün, şu saatte’ bir randevu henüz sabitlenmiş değil" dedi.

'KEYFİ OLARAK KİMSE İŞİNDEN İHRAÇ EDİLMİYOR'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir operasyon çerçevesinde 11 pilot hakkında verilen gözaltı kararı hakkında konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın şunları kaydetti:

"Bir kere hukuk devleti ilkeleri açısından değerlendirmemiz lazım. Tabii ki darbeden bu kadar zaman sonra, yaklaşık 2 buçuk yıl sonra FETÖ mensuplarının ortaya çıkması, zanlıların gözaltına alınması, tutuklanması bu tehdidin hala devam ettiğini farklı şekillerde gösteriyor. İkinci önemli husus da bu konu Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu da tekrar teyit eden bir konudur. Dosyalar tekemmül ettirilirken bu sonuçlara binaen bu kişiler gözaltına alınıyor, mahkemelere sevk ediliyor, haklarında kararlar veriliyor. Bazılarının iddia ettiği gibi keyfi olarak, hiçbir delile dayanmadan kanıtsız bir şekilde kimse içeri atılmıyor, işinden ihraç edilmiyor. Bu kişilerle ilgili soruşturma bugüne kadar devam etti ve bugün tekemmül ettirildiği için, bu karar bugün alındı. Daha önce tekemmül ettirilseydi bu karar daha önce alınmış olacaktı."

'FETÖ’NÜN TÜRKİYE’DE OPERASYON YAPMA KABİLİYETİ KALMAMIŞTIR'

FETÖ’yle mücadele konusunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kararlılığının tam olduğunu söyleyen Kalın, "Özellikle son dönemde örgütün kendi tabanını ayakta tutabilmek için yurtdışında ve Türkiye’ye dönük bir takım karalama kampanyalarını artırmaya çalıştığını görüyoruz. Spekülatif, yalan haberler, hatta bazen Amerika’daki dizilere para vermek suretiyle repliklere ekletmek suretiyle yaptıkları algı operasyonlarını çok yakından takip ediyoruz, biliyoruz, görüyoruz. Kimi hedeflediklerini nereden kaynaklandığını da çok açık ve net bir şekilde görüyoruz. Bu tür faaliyetlerin Türkiye’de alıcısı kalmamıştır. FETÖ terör örgütünün Türkiye’de bir operasyon yapma kabiliyeti kalmamıştır. Kamuoyunda bir karşılığı yoktur. Kendi tabanlarını ayakta tutmak için yurtdışında bir takım çevreleri harekete geçirdiklerini, kitaplar yazdırdıklarını, toplantılar yaptırdıklarını biliyoruz. Bu onların suçluluk duygusunu derinleştirmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu beyhude çabalarla ölmekte olan o yapıyı ayakta tutamayacaklardır" ifadelerini kullandı.

'BU OPERASYONEL BİR İLİŞKİDİR'

Ne Rusya’nın ne de bir başka ülkenin Suriye meselesinde Türkiye’ye baskı yapmasının söz konusu olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Bir takım tekliflerde bulunabilirler ama baskı diye bir şey söz konusu olamaz. Suriye rejimi konusunda bizim tavrımız baştan beri net oldu. Biz Suriye’yle toprak bütünlüğü çerçevesinde güven ve istikrarını sağlayacak adımların atılması için Cenevre ve Astana sürecinde de bulunduk, bulunmaya devam ediyoruz. Birinci önceliğimiz bütün Suriye halkının Arap’ıyla, Kürt’üyle, Sunni’siyle, Alevi’siyle hepsini kucaklayacak onları barışçıl bir geleceğe taşıyacak bir yapıya kavuşturulması. Bize göre Esad rejimi meşruiyetini yitirmiş ve bu geleceği vadetmekten uzak olan bir rejimdir. Bu kadar insanın kanına girmiş bir rejimin böyle bir rol üstlenmesi mümkün değildir. Temas noktasına gelince Sayın Cumhurbaşkanımız ifade etmişti, istihbarat birimlerimiz Türkiye’nin güvenliği çerçevesinde ve Suriye’de yürüttükleri operasyonların emniyeti ve selameti açısından zaman zaman farklı merkezlerle buna Şam’da dahil, Haseke ve Kamışlı’daki rejim unsurlarıyla bir takım temaslarda bulunabilirler bunda şaşılacak bir durum yok ama bu rejimin meşruiyetini tanıma anlamına gelmez bu operasyonel bir ilişkidir" dedi.

Editör: Haber Merkezi