Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Turgut Göksoy tedavide, hastanın tanısının doğruluğunu yeniden gözden geçirmek ve bundan emin olmanın önemini vurguladı. Prof. Dr. Göksoy omuz hastalıklarının hem tanısında, hem de tedavisinde yöntemlerden herhangi birini tercih ederken önceliklerin sıralanması gerektiğini altını çizdi.

Tedavilerin hastanın sosyo-ekonomik durumu göz önünde tutularak seçilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Göksoy, tedavi sonuçlarının iyi gözlenmesinin ve başarısızlık nedenleri üzerinde durulması gerektiğini dile getirdi.

‘’GELİŞİGÜZEL İLAÇ KULLANIMI SON DERECE YANLIŞ’’

Omuz ağrılarında çeşitli ilaçların kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Göksoy, ağrı kesiciler, enflamasyon giderici romatizmal ilaçlar, adale gevşeticilerin ilk sıralarda yer aldığını ifade etti ve bunların başlanması, bırakılması, dozların ayarlanması, yan tesirlerinin izlenmesinin hekim takibinde olması gerektiğini  gelişigüzel ilaç kullanımının son derece yanlış olduğunu açıkladı. Hastalara ilaç vermenin çeşitli yolları olduğundan bahseden Prof. Dr. Göksoy, "İlaçlar ağızdan, fitil veya kalçadan enjeksiyon olarak kullanılabileceği gibi, dışarıdan sürülerek, hatta ekleme lokal enjeksiyon yöntemiyle de uygulanabilir. Omuz ağrılarının tedavisinde lokal enjeksiyonlar önemli bir yer işgal eder. Bunun doğru yere, doğru miktar ve aralıklarla yapılması gerekir. Omuz eklemine lokal enjeksiyon olarak kortizon, kıkırdak yenileyiciler ve lokal anestezikler kullanılabilir. Omuza enjeksiyon ön kısımdan girilirse eklemin içine, omuzun dış yanından girilirse tendon içine veya omuzda bulunan küçük bir kesecik içine yapılmış olabilir. Tendon içine yapılma sıklığı daha fazla olabilir, genelde eklem dışı romatizmalarda bu yöntem tercih edilebilir" diye konuştu.

‘’OMUZ AĞRILARINDA FİZİK TEDAVİNİN ÖNEMLİ BİR ROLÜ VAR’’

Omuz ağrısı çeken hastaların tedavi yöntemlerinden birinin de 'fizik tedavi' uygulamaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Göksoy, "Fizik tedavi yöntemlerinden hangisinin tercih edileceği, hastalığın evrelerine göre değişiklik gösterebilir. Akut evrede; ağrı kesici akımlar ve soğuk uygulamalar tercih edilirken, sonraki dönemlerde derin bölgelere etki edebilen derin ısıtıcı olarak isimlendirilen uygulamalar ön plandadır. Derin ısıtıcılar kısa dalga diyatermi veya radar, ultrason gibi uygulamaları içerir. Yapışıklıkların meydana geldiği omuz sorunlarında ultrason uygulamalarında harika sonuçlar alınabilir. Ayrıca omuz eklemini hareketlendirmek amacıyla bazı rehabilitasyon araçları da kullanılır. Bunlar omuz çarkı, tırmanma merdiveni, makaralı kaldıraç gibi rehabilitasyon araçlarıdır’’ dedi.

‘’OMUZ AĞRILARINDA AMELİYATSIZ TEDAVİ YETERSİZLİĞİNDE CERRAHİ GİRİŞİM YAPILIR’’

Omuz ağrısı çeken hastalar için ameliyatsız tedavi seçenekleri tükendiğinde, omuz için cerrahi girişimlerin gündeme gelebileceğinden bahseden Prof. Dr. Göksoy, ameliyata karar verilen hastalara yapılacak olan operasyonla ilgili ayrıntılı bilgi verilmesi gerektiğini belirtti. Ameliyat sonrası beklentileri yüksek olan hastaların, beklentilerinin altında kalan sonuçlarla karşılaştıkları an, hayal kırıklığına uğrayabileceklerini anlatan Göksoy, bu gibi durumların olmaması için operasyon öncesi sorunu tüm açıklığıyla ortaya koyacak görüşmelerin mutlaka yapılması gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Göksoy, operasyondan alınan sonucun pekiştirilmesi için ameliyat sonrasında, daha sonraki dönemler için yeniden bilgilendirmeler yapılması gerektiğinin altını çizdi. Hareket alanı giderek arttırılan egzersizlerin yapılması durumunda günlük yaşamın daha da kolaylaşmış olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Göksoy, ameliyatsız tedavilerden alınan sonuçların yeterliliğine karar vermek için en fazla 1 yıl beklenmesi gerektiğini, bazen bu sürenin daha kısa olabileceğini, 3 ay sonra operasyon kararı alınabileceğini ifade etti.

‘’EN SON ÇARE AMELİYAT’’

Ameliyata erken karar verilmesinin başlıca nedenlerini sıralayan Prof. Dr. Göksoy, ‘’Omuz sorunu olan kişilerin nispeten genç yaşta, aktif kol gücü kullanan meslek grubunda olmaları ameliyat kararını almayı kolaylaştırır. Ayrıca, genel sağlık sorunu olmayan, hekim önerilerine harfiyen uyan ve operasyon sonrası yapılması gereken egzersizleri yılmadan seve seve yapan kişiler ameliyata daha erkenden davet edilebilir. Ameliyat öncesinde kapalı veya kansız ameliyat olarak da isimlendirilen artroskopik girişimlerden bazen olumlu ve yeterli sonuçlar alınabilir. Bu işlem sırasında omuz eklemi ayrıntılı olarak görülebilir ve tanı kesinleştirilir. Aynı anda yapılacak küçük cerrahi girişimler birinci basamak sorunların kolayca çözülmesini sağlayabilir. Ekleme yapılacak açık operasyonlarda sorunlu bölgenin kesilmesi, sıkışmış bir tendonun kurtarılması, yırtılan bir kısmın onarılması, yapışık bir alanın rahatlatılması gibi işlemler yapılabilir. Nadiren omuz ekleminin yerine suni mafsal takılması söz konusu olabilir. Bunlardan hangisinin yapılacağı kararı verilirken hastanın durumu, yaşı, hastalığın evresi gibi faktörler ön plana çıkacaktır. Kuşkusuz operasyon son seçenektir’’ diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: Haber Merkezi