Sevgili Ayşe’m,

Bu satırları sana olan özlemimle ve kalbimdeki derin acıyla yazıyorum. Ne zaman düşünsem seni, kalbim hüzünle doluyor. Seni kaybetmek, benim için yaşamın en büyük acılarından biri oldu. Hala kabullenemiyorum, içimdeki boşluğu hiçbir şey dolduramıyor. Her gece rüyalarımda seni görüyorum. Yaralı bedenime o şifalı ellerinle dokunup acılarımı dindiriyorsun. O an, gerçekliği unutup seninle yeniden bir araya gelme umuduyla uyanıyorum.Ama uyanınca, bir kez daha gerçeklikle yüzleşmek zorunda kalıyorum.

Tam 17 gün oldu. Ne cenazene gelebildim ne de mezarını ziyaret edebildim. Sen benim için her şeydin. Benim en büyük destekçim, en sevgili dostumdun. Hayatımın her anında senin varlığınla güç buldum. Seninle geçirdiğimiz anılarımızı hiçbir şey değiştiremez. İyi günlerimizi, kötü günlerimizi, sevinçlerimizi ve kederlerimizi hep birlikte yaşadık. Senin gülümsemen, benim için her şeyden değerliydi.

Bugünlerde içimde büyük bir boşluk var, ama umudumu yitirmemek için çabalıyorum. Seninle olan hatıralarım, bana güç veriyor. Seni sevgiyle anmaya ve yaşamımın her anında seninle birlikte olmaya devam edeceğim.Senin sevginle büyüdüm, geliştim ve değiştim. Senin güzel öğretilerin ve değerli hatıralarımız beni yolumda ilerlemek için güçlendirecek. Senin gösterdiğin sevgi dolu yolları izlemek, senin hatıranı yaşatmak ve seni gururlandırmak için buradayım.

Eşler bir bütünün iki canlı parçası gibi. İnsan eşinin ölümünü kabullenemiyor. Aklım anlamıyor ölümü, gönlüm kabullenmek istemiyor. Birlikte sevdik dünyayı. Değiştim değiştirdin. Seni ömrüme sığdıramıyorum da ahirette birlikteyiz ümidim var diyorum. Toprağa tohumu ekiyorsun filiz verdi mi canlandı diye seviniyorsun. Yuvamın canı, neşesi, huzuru beni bırakıp gitti. Yuvamın annesi Ayşe’si, şimdi sana hasretim ama vuslata ermeyecek bu hasret öyle mi? İnan ki ahirete itikadım olmasa nasıl olur dayanırım. Ümidim, geleceğim,vazifem seninle yine. Başladık birlikte yarım şimdi dünyam. Parçam ötelerde artık. Ölüm hak! Dünya fani! Ecel her birimizin başında. " Kimbilir kaç yaşında? Bir saltanatlık ömrün olacak o musalla taşında.." diyor ya şair. Anlatıyor ama gönül anlamak istemiyor. Kucağında ecel toprağı kabullen artık! diyor takdir. Ne büyük sabır istiyor benden. Gözümün yaşı kurusa gönlüm ağlıyor çaresizce. Beni anlayan var mı? Avutan demiyorum size. Anlayan içimdeki feryada sükûnet olabilecek Ayşe’mi bana geri getirebilecek bir söz bir takdir var mı bu dünyada! Yok öylesi, yok artık! Sevincim neşem ahir dünyaya gitti. Beni orada bekler artık! Anneyi yavrusundan, Aşık’ı maşukundan ayıran ölüm emanetini aldı gitti. Süsledin aşık ettin bizi fani dünyaya; dağa, taşa verdin almadı kulluğunu insanoğlu gafletten kabul etti de alışamadı fani olmaya. Yaşamak kadar değerli aslında bir ölümü vakurca kabul etmek. Nice ömür toprak oldu bu dünyada. Varlığa inanan, yokluğu manayı hiç kabul eden değiliz ya! Hakkın susturduğu yerdeyiz şimdi... Topraktı tabiatı, toprağa verdik canımızı. "Ölen ten imiş, Aşıklar ölmez" diyor bizim Yunus. Allah'ın rahmeti üzerimizde ben dayanamadım bu acıya Ayşemi toprağa verdim. "Dilim dolanıyor. Zihnim karışıyor. Benim değil bu yaşadıklarım. Rüyadayım uyanacağım." diyorum. Sana olan veda sözlerimi bitirirken, gözlerim yaşlı, kalbim ağrılı, ama aynı zamanda içimde senin sevginle birlikte bir umut ışığı parlıyor. Senin anın her zaman benimle olacak, senin öğrettiklerin hayatımın bir parçası olacak.

Evet, dünya geçicidir ve bizler de geçiciliğin bir parçasıyız. Ama inancımız bizi sonsuzluğa, ahirete taşır. Senin yanında olacağımı, bir gün vuslatı bulacağımızı içimde hissediyorum. Seninle yeniden bir araya gelmek, sonsuz aşkımızı paylaşmak için sabırla bekleyeceğim.

Ayşe’m, seni her zaman seveceğim, her zaman kalbimde taşıyacağım. Bu dünyada fiziksel olarak yanımda olamasan da senin enerjin ve sevgin beni her adımda yönlendirecek. Seninle olan anılarımızı canlı tutacak, senin adını hayatımın her anına nakşedeceğim.

Huzur içinde uyu sevgili eşim.

Seninle sevgi dolu anılarımı sonsuza kadar taşıyacağım.

Salih.

Editör: Salih Zengin