Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK)’nun düzenlediği "Uluslararası İlişkiler Kampına katıldı. Maltepe’de bulunan Mimar Sinan Erkek Öğrenci Yurdu'nda düzenlenen kampta ders veren Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Şimdi Suriye'deki sorunu çözerken, Irak'ın yeniden inşası ve imarı da esasen hem bir kriz yönetimidir, hem de bir girişimciliktir. Neden? Tamam hükümet kuruldu da ama yerle bir edilmiş bir Irak. Halen PKK terör örgütünün ülkenin önemli bir kısmını yani dağlık kısmını kontrol ettiği bir ülke. DAEŞ’in mevcudiyeti var. Halen Erbil ve Bağdat arasında krizler var ve ekonomik sıkıntılar var. Su yönetimini bugüne kadar başaramadığı için bizden de sürekli ilave ilave su isteyen bir ülke. Kardeş ülkemiz evet vermemiz lazım, paylaşmamız lazım, uluslararası sularda kanunlar, hukuk bellidir, bunlar tamam. Türkiye'deki tüm suları versek bile aynı şeyi söyleyecek. O yüzden şimdi Veysel Eroğlu Bakanımızı Cumhurbaşkanımız özel temsilci olarak gönderdi. Önce su yönetimi. Ülkenin yeniden inşası lazım. Burada Türkiye ne yapacak? 5 milyar dolar kredi taahhüdünde bulunduk. Neden? Çünkü iş adamlarımız bundan faydalanacak. Irak’ı inşa ederken, iş adamlarımız projeleri üstlenecek. Yatırımlar ve ticaret için bunları kullanacağız. Bugün Libya ve Yemen'e de göz yumarsak, oradaki krizi çözmek için adım atmazsak bölgemizde tam olarak barış ve istikrar gelmiş olmaz. Bu senenin önceliklerinden bir tanesi de bu bölgedeki, tüm Ortadoğu ve kuzey Afrika’daki sorunların hepsine çözüm bulmak. Terörle mücadele önceliklerimizden bir tanesi." dedi

STRATEJİK İLİŞKİLER

"Stratejik ilişkiler deyince hemen akla ABD geliyor, NATO geliyor" diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

" Bunlar doğru, NATO içinde biz halen en çok katkı sağlayan ülkeyiz, gerek NATO misyonlarına, faaliyetlerine ve her yere. Şimdi Irak'ta seçimden sonra NATO Irak güçlerini eğitecek. En çok katkı sağlayan ikinci ülke olduğumuz gibi, oradaki misyonun ikincisi de bir Türk olacak. Afganistan'da da böyle, diğer yerlerde de böyle. NATO ile bu müttefiklik ilişkilerimizi sürdüreceğiz. ABD ile zorluk çekebiliriz, sınamalar var. İlişkilerimizi zedeleyen ABD'nin davranışları, politikaları var, açıkça bunları da konuşuyoruz. Bu süreci şimdi yönetmeye çalışıyoruz. Ama şimdi ABD'nin Suriye’den çekilme kararını nasıl yöneteceksiniz? Bunu bir adım ötesini değerlendirerek, yürütmeye ya da yönetmeye çalışırsanız başarısız olursunuz. Biz 7-8-10 adım sonrasını düşünerek herkesle beraber bunu yönetmeye çalışıyoruz. Rusya ile, İran ile, Avrupa ülkeleriyle, komşu ülkelerle… Şimdi Irak 'ben de varım' demeye başladı. Seçimin ardından, hükümeti kurduktan sonra daha dün ayaklarının üzerinde duramayan bir ülkeydi ama şimdi 'ben ayaklarımın üzerine tekrar kalktım ve Suriye benim için önemli, komşuyuz, oradaki gelişmeler bana da yansıyor, ben de işin içindeyim' demeye başladı. Gayet doğal yadırgamıyoruz ve olması gerekiyor. Stratejik düşünürken sadece bugüne kadar stratejik ilişkiler içerisinde olduğumuz ülkelerle değil ya da uluslararası örgütlerle değil, tüm ülkelerle ilişkilerimizi bir üst düzeye çıkarmamız lazım."

ASYA’NIN KALBİ, İSTANBUL SÜRECİ

Bakan Çavuşoğlu, "Seçimden sonra inşallah Türkiye'de Afganistan ve Pakistan'ı bir araya getireceğiz. Üçlü liderler zirvesini düzenleyerek bir taraftan terörle mücadele, bir taraftan her iki ülkenin istikrarını pekiştireceğiz, 'Asya'nın kalbi, İstanbul süreci', Afganistan için başlattığımız sürecin toplantısını da yine inşallah aynı marjda yapacağızö diye konuştu.

KKTC VE ERMENİSTAN

Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Var olan bazı sorunları çözmek için girişimde olmamız gerekir. Sadece çıkarlarımızı gütmek yetmez. Bugün Karabağ problemini çözmediğimiz sürece Kafkasya’da istikrarın olmayacağı gibi Ermenistan ile de ilişkilerimizin normalleşmesi mümkün değil. O yüzden 2019 yılında inşallah bu konuları da biraz öncelik vereceğiz. Bugün Kıbrıs meselesini çözmek için Türkiye üzerine düşeni yaptığı gibi, yeni fikirler de ortaya koyuyor. En son Crans-Montana’da federal bir çözüm için müzakereler başarısız olunca şimdi diğer seçenekleri de masanın üzerine koyan ve 'önceden neler müzakere edeceğimizi konuşalım' diyen ve tüm taraflarla gayriresmi temasları sürdüren bir ülkeyiz. Ama ne? Netice elde etmek, Kıbrıs sorununu barışçıl bir şekilde çözmek. Ama Rum tarafının da batı Akdeniz'de ve Kıbrıs etrafında sondajlara başlamasına da göz yummuyoruz. Ve orada Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin çıkarlarını güdüyoruz. Eskiden Barbaros Hayrettin Paşa giderdi sismik araştırmalar yapardı. Ama şimdi bir platformumuz geldi, Alanya 1 bölgesinde sondaja başladı. İkinci platformumuzda ikinci günlerde gelecek ve ekonomik bölgemizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bize ruhsat verdiği alanlarda artık biz de sondaja başlayacağız. Kim ne derse desin."I.

ELEKTRONİK SEÇİM SİSTEMİ

Çavuşoğlu, "İnşallah bir gün Türkiye de elektronik oya geçecektir. Bugün geçmese, yarın geçecektir ve geçmelidir. Bunun güvenli bir şekilde yapılması için artık teknoloji var. Yeter ki tüm partiler, Yüksek Seçim Kurulu beraber otursunlar, anlaşsınlar, modelleri incelesinler. Çünkü sandıkları uzaktan uzağa, bir yerden bir yere 6 saat uçakla, bin dolardan fazla bilet parasıyla… Ne gerek var. 500'den fazla seçmen yoksa sandığı da açamıyoruz. Misyonumuz yoksa açamıyoruz. Biz hazırız ama Yüksek Seçim Kurulu izin vermiyor. Onlar da iyileşecek ama bu hak var şimdi" diye konuştu.

AHISKA TÜRKLERİ

Mevlüt Çavuşoğlu, "Vatandaşlık isteyen 24 bin Ahıska Türkü’ne biz şimdi kanunla vatandaşlık veriyoruz. İşte Ukrayna’nın doğusunda ve çatışma bölgelerinde evlerini terk eden Ahıskalıların hepsini getirdik Erzincan’a yerleştirdik, iş verdik, ev verdik ve vatandaşlık verdik. Büyük devlet bunu yapar dedi.

Editör: Haber Merkezi