Annesinin evine yerleşen Uğur Kurt, o gece yaşananları anlattı. Misafirlikten döndükten sonra yattıklarını sırada evde bir ateş gördüğünü anlatan Kurt, "Hemen eşime seslenerek, ‘Biz daha yeni geldik bu tarafa, bu ateş nedir?’ diye sordum. Odanın kapısını bir açtım. Her taraf alev almış. Tavan zaten plastik, yere akmaya başladı. Kapıyı açtığım zaman her taraf ateşti.  Kapı kilitliydi. İlk önce gittim, kapıyı açtım. Çocuğumun birini çıkardım. İkinci kez ev yanarken içeriye daldım. Eşimi düşündüm. Ama giremedim, tavan üstüme çöktü. Geri çıkmak zorunda kaldım. Camda olduklarını biliyordum. Eşim camdan ‘İmdat’ diye bağırıyordu. Ama camdan ne yaptım, ne ettiysem dışarı alamadım. Camı kırdı, parmaklığı bir türlü kıramadım. Ayaklarım zaten parçalandı. Üstüme ziftler döküldü. Ateşin içine girdim, çocuğu en sonunda kurtardım. Ama eşimi kurtaramadım” diyerek çok üzgün olduğunu söyledi.

Yangında gelinini kaybeden Nebahat Kurt da “Gelinim gençliğine doyamadan gitti” diyerek gözyaşlarını tutamadı.

Editör: Haber Merkezi