4 Mayıs 2023 tarihinde, Trabzon'un Akçaabat ilçesine bağlı Akpınar Köyü’nde yaşanan trafik kazası sonucunda hayatımın bir dönüm noktasına geldim.

4 Mayıs 2023 tarihinde, Trabzon'un Akçaabat ilçesine bağlı Akpınar Köyü’nde yaşanan trafik kazası sonucunda hayatımın bir dönüm noktasına geldim. Bu yaşadığım olay, benim için bir mucizenin hikayesine dönüştü.

İlk müdahalenin yapıldığı Akçaabat Haçkalı Baba Hastanesi'nde Doktorlar, trafik kazası sonrası yaşadığım ciddi yaralanmaları tedavi etmek için elinden geleni yapıyordu. Durumum o kadar ciddiydi ki, bir an için ölümün kıyısında gibiydim. Doktorların konuşmalarını duyabiliyor ancak bir türlü hareket edemiyordum. Konuşmalar esnasında ex olduğumu ve morga götürün talimatını anlamıştım. Morga koydular, Soğuk ve karanlık odada Önce  görevli Ölüm meleği gelerek senin zamanına daha var demesinin ardından ahir Zamanın Gavsı Şeyh Seyit Abdulbaki Hazretleri geldi Sofi " Sen ölmeyeceksin hiç korkma  ben buradayım sana bir şey olmasına izin vermem" sözleri  beni oldukça rahatlattı. Ardından Morgun kapısı açıldı gelen Hastane  görevlileri  bakmaklarımın oynadığını fark ederek  beni hemen  morgdan çıkararak Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildim. Dahiliye Yoğun Bakım'da, doktorlar hayata döndürmek için savaşıyorlardı ve ben ağrılar içindeydim. Ağrılarımdan kurtulmak için dua ederken, olağanüstü bir deneyim yaşadım ve Yoğun Bakım Ünitesinin tavanından aşağı inen Gavsı Sani Şeyh Seyyit Abdulbaki Hazretleri'ni gördüm. Doktorların etrafında dua ederek ellerini semaya kaldırdı. Ardından, ellerini kırık bölgelerimde dolaştırarak ağrılarımı hafifletti. Bu an, inanılmaz bir huzur ve rahatlama ile dolmama neden oldu. Artık uyanmak istemiyor, hatta daha çok ağrım olsun da Gavsı Sani Hazretleri bedenime daha çok dokunarak bana huzur versin diye dua ediyordum.

Sonrasında Dahiliye Yoğun Bakımdan Göğüs Cerrahisi Yoğun Bakımına nakledildim. Doktorlar tedaviye devam ederken, Gavsı Sani Şeyh Seyyit Abdulbaki Hazretleri bana tebessümle bakmaya devam ediyordu.ve şöyle buyurdu Zamanın Gavsı Sani Hazretleri Cübbesini açarak  Cübbenin Sol tarafında Seyyid Muhammed Fettah Elhüseyni  Hazretleri ve Seyyid Muhammed Mübarek Hazretleri Sağ tarafta  ise Şeyh Seyyit  Muhammed Saki Hazretleri Gavsi sani Hazretleri bana Sofi "Ben Çok yoruldum zaman geldi Seni ahir zamanın  kutbü'l-aktâb'ı olan Şeyh Seyyit Muhammet Sakiye Emanet ediyorum diyerek Sözlerine  şöye devam etti Şeyh Seyyit Muhammet Raşit Erol'a ve bize gösterdiğin teslimiyeti de   ahir Zaman Şeyhine göstermeni istiyorum" diyerek ayrıldı yanımdan ve diğer Meyyitlerimizde ayrıldı Yoğun bakımdan çıkana kadar ahir zamanın  kutbü'l-aktâb'ı olan Şeyh Seyyit Muhammet Saki Hazretleri başımdan hiç ayrılmadıç  Haçkalı Baba Hastanesinde ilk müdahalemi yapan doktorlardan biri ziyaretime geldiğinde, yaşam mücadelemi ve mucizeyi anlattı. "Gerçekten yaşaman bir mucize, senden beş kez nabız alamadım, makine bile seni ölü olarak gösterdi. Ben şoktayım" diyerek ayrıldı.

Yoğun bakımda geçirdiğim 25 gün, huzur dolu ve mucize dolu günlerdi. Burada geçirdiğim süre, sanki cennet bahçelerinde geçirilmiş gibiydi. Her sabah doktor ve hemşireler tarafından uyandırıldım ve ilaçlarım verildi. Ancak 20. günlerde, Gavsı Sani Abdulbaki Hazretleri yine yanıma yaklaştı ve kırık olan sağ omzuma dokunduktan sonra ayrılış zamanının geldiğini bildiren sözleri işittim. Bu anlar, yüreğimi burkuyordu. Yakınlarım her ne kadar benden saklasalar da eşimin öldüğünü biliyor, ancak Gavsı Sani hazretlerinin ayrılık sözlerini içimden atamıyordum. Ardından, Seyit Muhammet Saki Sultanım yanıma geldi ve önümüzde iki tane kanatları süt beyaz, gövdeleri yeşil güvercin belirdi. Seyit Muhammet Saki Hazretleri işaret parmağını alnıma koyarak emaneti teslim aldığını Gavsı Sani Hazretlerine iletti. Bu an, kalbime huzur, yüreğime serinlik verdi. Sonrasında ise Gavsı Sani Hazretleri güvercinlerin üzerinde gözlerimin önünden gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. Seyid Muhammet Saki Hazretleri de başımda beklerken artık korkmamam gerektiğini, tehlikeyi atlattığımı bana bildirdi

Birkaç gün sonra Trabzon Kanuni Eğitim Hastanesi'nde yatarken, televizyonda Gavsı Sani Abdulbaki Hazretleri'nin ölüm haberini izledim. O an, tüm hastanenin başıma yıkıldığı an gibiydi. Doktora hemen görüşme talebinde bulundum ve kendisine hastaneden çıkarak Adıyaman’a gitmem gerektiğini bildirdim. Fakat doktorum izin vermeyince bende gerekirse kaçacağımı söyledim. Her ne kadar kollarımı bile oynatamasam da o an kendi ağrılarımı unutarak Mürşidimin cenazesine gitmek istedim. Ancak başaramadım. Hem eşimin mezarına gidemedim hem de Mürşidimin cenazesine katılamadım. Ancak bu manevi deneyim, yaşadığım tüm zorluklara değerdi. Ardından doktorumun verdiği üç günlük ev izninde ölüm riski dahil kabul ederek hastaneden ayrıldım ve kardeşim ile Menzil’e gittim. Dönüşte de Sevgili Eşim Ayşe’min mezarını ziyaret ederek yeniden hastaneye vardım.

Bu olay, benim için bir mucizeyi ve inancın gücünü simgeliyor. Gavsı Sani Şeyh Seyyit Abdulbaki Hazretleri'nin şifası ve manevi rehberliği, hayatımı sonsuza kadar etkileyecek bir deneyimdi. Bu anıları paylaşarak, inanç ve mucizelerin insan yaşamında nasıl bir rol oynayabileceğini göstermeyi umuyorum.